Sicilya'nin Gizemi

Wednesday 19 March 2008

Akdeniz’in ortasinda, kulturu, havasi ve goruntusu ile Italya’nin tamamindan farkli bir ada…
Ilk mafya ailesinin dogdugu Sicilya’ya gittigimde bir sekilde mafya kavramini hissederim belki diye dusunuyordum ama dusundugum gibi olmadi, ne koyu renkli takim elbiselerle dolasan sert adamlar ne de ilginc olaylar cikmadi karsima. Ama adanin sanki farkli bir kokusu , gizemli bir havasi vardi.

Bu buyuk adanin insanlari hiç çekinmeden kendilerini Italyan degil Sicilyali diye tanitirlar. Anadil Italyanca olmasina ragmen oldukça farkli bir sive ile kullandiklari kendilerine ozgu dillerinde ozellikle Arapça ve Yunancadan kalma kelimeler oldugu soyleniyor. Geri kalan Italyanlara gore biraz daha kapalilar, ama turistin degerini cok iyi biliyorlar. Adada issizlik yuksek ve kaynaklar kisitli oldugundan turizm ana gelir kaynagi olmus. Turiste karsi cok acik ve sicak tavirlari var.

Adanin sembolu olan "Trinacria", her yerde farkli sekilde karsiniza cikiyor. Semboldeki surat Yunan mitoljisindeki yaratiklardan biri Gordon olup, saclari yilan seklinde ve uc bacagi ile adanin ucgen formunu temsil ediyor. Bu sembol adini aslinda Sicilya’nin eski isimlerinden aliyor. "Trinacria", ucgen anlamina gelip, yine formundan esinlenerek adaya verilmis bir ad. Geçmiste adayi Yunanlilar "Trinakrias", Romalilar ise 3 noktali yildiz anlamina gelen "Trinacrium" olarak isimlendirmisler.
Yerel saticinin soyledigine gore sembol adanin bereketini de simgeliyor ve ozellikle evlerde kullaniyorlar, evi ve evdekileri kotu enerjiden arindirdigina inaniyorlar. Bizim nazar boncugunun diger bir versiyonu olsa gerek. Bu arada nazar boncugu deyince aklima geldi, Turkiye’ye gelen yabanci arkadaslarimin en çok ilgisini çekenlerden biri de nazar boncugu olur. Insanlarin bu kadar çok kullaniyor olmasini gorup genelde “Nazar boncugu gerçekten ise yariyor olsaydi, Turkiye’de ne bir kaza, ne bir kotu olay olurdu, baksaniza heryerde var” diyenler çok olmustur.
Çok da fazla batil inancim olmazsa nazar boncugu kulturunden gelen bir Turk olarak hemen bir tane topraktan yapilmis "Trinacria" aldim ve evime doner donmez girise taktim, ne olur ne olmaz…

Kaldigim otelin balkonunda sabah uyanir uyanmaz karsima ilk çikan Avrupa’nin aktif en buyuk yanardagi Etna’nin muhtesem manzarasi oldu. Gorkemli goruntusu ile adaya daha bir gizem katiyordu sanki. Sabah ve aksam gunesi sirasinda Etna’nin tepesindeki bulutlar, yesillerle dolu adada renkler cumbusu yaratiyorlardi. Bir yanimda gunesin sicacik rengi, bir yanimda Etna'nin gizemi, elimde de kitabim, daha ne isteyebildim ki?
Tabi orda oldugum surede Etna'nin pek bir hareketine sahit olmadim ama yaptigimiz gezide, bir kac metre yukariya ciktigimizda adanin tum havasi degisip, muthis bir soguga girdigimizi, sanki baska bir yerde oldugumuzu hissediyorduk.

Adanin en onemli iki buyuk sehrinden biri baskent Palermo, digeri ise Catania. Her ikisi de birbirinden guzel, neseli, yesili bol, duzenli sehirler. Genelde denize donuk kayalarin uzerine kurulmus kucuk yerlesim birimleri, kapilari pencereleri sikica kapanmis evler dikkat cekiyor. Saydiklarimin disinda gezilecek onemli yerleri; Taormina, Etna Yanardağı ve Agrigento Tapınakları, Corleone, Prizzi ve Partanna adlı köyleri.

Sarap ve peynirde oldukça basarili olduklari soylenebilir. Akdeniz mutfaginin lezzetleri ve deniz urunlerinin bollugu adada sanki insanin istahini biraz daha açiyor. Restaurantlarin belli çalisma saatleri var, bunun disinda giderseniz ya servis olmaz ya da pek bir kisitli olabilir. Burada denedigim bir kaç farkli çesit pizza Italya’nin diger sehirlerinde yedigimden sanki daha lezzetliydi. Bilmiyorum belki de adanin gizemine kendimi çok kaptirdigimdan bana oyle geldi.

Benim gibi nisan ayinda giderseniz tabi denizden ve gunesten pek de faydalanma sansiniz yok ama yazin giderseniz, gunesi, kayalikli, siyah kumlu sahilleri, lezzetli yemekleri, sicakkanli insanlari ile siradisi bir tatil sizi bekliyor…

1 comments:

Anonymous said...

Love it
It's really nice place!