Içimi açan gundem

Tuesday 8 April 2008


Bu hafta oyle bir basladi ki sanki bitmek bilmeyecek…
Gundemdeki olaylar sanki hiç hafizamdan silinmeyecek ve her geçen gun daha da çok "içimi açacak"... Su siralar gun içinde ogrendiklerimizi birbirinize satmaya çalistigimiz onemli anlarindan biri olan aksam yemeklerinde, ben mi aksam yemegini yedim yoksa yemek mi beni yedi bilmiyorum.

Once kadin olup sonra rahmini saklayarak erkege donen (!) zatin, “Dunyanin ilk hamile erkegi” baslikli hamile fotograflari… Bunu nasil silebilirsiniz ki kafanizdan. Insan ne yorum yapacagini sasiriyor gorunce. Isin ozu cok basit aslinda erkek degil ki kendisi, hala bir kadin ama erkek goruntusunde fakat olay tum dunyaya oyle bir indi ki sonucu ne olacak kestiremiyor insan. Keske bu kadar çikmasaydi gozler onune, dogacak çocuga en çok uzuluyorum.

En fenasi kizi ile iliskisi olup, ustune bir de çocuklari olan Avustralyali çift. Elele kolkola fotograflari hiç gitmeyecek gozumun onunden. Bunu reenkarnasyona baglayip, onceki hayatlarinda birbirine çok asik olan bir çift olduklarina ve bu sebeple de bu hayatta beraber olduklarina kendimi inandirip gece daha rahat uyumak istiyorum.

Hamile kadinin karnini kesip, bebegi çalan diger bir kadin, bu basligi gorunce haberin devamini okumaya korktum, baska bir fikrim yok ama midemi bulandirmaya yetti.

Televizyonda doktorlarin çare bulmakta zorlandiklari, dunyanin çesitli ulkelerinden yakaladiklari sok eden hikayeleri anlatan birçok program var son donemde. Orumcek kiz dedikleri dort ayakli kiz çocugu, iki kafali bebek, agaç gibi eli ayagi kok salan adam, surati anormal derecede buyuyup sarktigi için fil adam dedikleri çocuk, bir yerlerinde gariplikler olan bir suru insan... Acaba bunlar daha onceden yok muydu ve dunyada sebep oldugumuz degisimlerin sonucu mu çiktilar simdi ortaya, yoksa hep vardi ama bize mi ulasmiyordu ?

Daha neler gorecegiz deyin ve bekleyin, bunlar daha baslangiçlari, çunku her geçen gun nereye dogru gittigi, hangi noktada duracagi belli degil insanligin. Su kisa hayatimiza bakalim daha neler sigdiracagiz…

0 comments: