Çalismanin dayanilmaz agirligi

Friday 4 April 2008


iki tip insan vardir, biri çalismaktan zevk aldigini soyleyen digeri ise dogruyu soyleyen... Durust olup is yerinde arkanizi her dondugunuzde sizi çekistirenleri, en yakin sandiginizin aslinda çok uzak oldugunu, her firsati degerlendirmek için sizi bekleyenleri dusundugunuzde kim çalismaktan zevk aldigini soyleyebilir ki.

Çalismaktan daha da kotu birsey var ki o da evde oturup çalismamak. Isiniz nasil olursa olsun bazen çalisiyor olmak daha avantajli olabiliyor. Evde bir sure zaman geçirenler bunu cok iyi bilir, geçmek bilmeyen saatler, her sabah yapilip aksamustu altust olan planlar, hergun yapilan ayni seyler, basinizi agritan televizyonun sesi daha neler neler bekler sizi. Çalisiyor olmanin ne kadar zor yanlari olsa da gun sonunda ozlediginiz eve varmak, sabah yataktan çikarken çekilen zorluklara belki de deger. Sansli bir kesim herseyinden memnun oldugu bir is ortamina sahip olabilir, ama sanssiz olanlara gore oranlarinin daha az oldugu bir gerçek.

Is hayatina nasil basladiginizi bir dusunun. Yok bilmem ne direktoru, yok bilmem ne asistani, sefi derken en az uç is gorusmesi yaptiktan sonra kabul edildiniz bir ise. Bu kadar beklediginiz aylar, çabaniz, çektiginiz zorluk hiç bir sey degil, asil olaylar çalismaya baslayinca geliyor basiniza. Size is yerindeki ilk gunlerinin kolay geçtigini soyleyen olursa inanmayin. Nerde olursa olsun, ilk gunler her zaman çok zordur, kendinizi hiçbir yere ait hissedemezsiniz. Kimle konusacaginiza karar veremez, size soru soruldugunda uzun sure konusmadiginizdan sesini bile bir garip çikar. Bir hareket yapmadan once on kez dusundugunuz halde her yaptiginiz hareket hem size hem de çevredekilere batar. Oglen yemegini nerde yiyeceginizi bile sorma kibarligini yapmayanlar olur. Ne, nerede, nasil yapilir ogrenecek o kadar çok sey olur ki, siz sormaktan, millet de sizin sorularinizdan bikar.

Bu zorluklarla dolu ilk gunler geçip biraz deneyim kazandiktan sonra artik rahatlamis, yerinizi belirlenmis, siz de kendinizi daha rahat hissediyor olursunuz. "Aman benim çektiklerimi çekmesin diye yeni biri gelirse ben çok yardimci olacagim" dersiniz bol bol kendinize. Ama aylar geçip siz iyice yerlesip, bir de isleriniz basinizdan askin olunca bu dediginizi unutur gidersiniz. Artik yakinma zamani gemistir, islerden çevredekilerin dedikodularindan, (konusulan normal konular bile size dedikodu gibi gelmeye baslar), stresten, herseyden... Onceki heyecan, ogrenme istegi bitmis yerini hep ayni seyi yapmaktan bikma duygusu gelmistir. Cesaretiniz varsa is degistirirsiniz ama olur da çocugunuz ya da sizi evde bekleyenler varsa degistirmeye korkar, bunu yillar boyu çeker durursunuz.

Çevrenizdekileri bir dusunun, kaçi isinden memnun, herseyin çok iyi gittigini soyluyor, kaçi ise memnun degil, hep degistirmek, çikmaktan bahsediyor… Her gun sevdiklerinizden daha çok gordugunuz ayni insanlar, ne kadar yakinlasmak isteseniz de hep bir bosluk kalan iliskiler, dedikodular, tekrar eden ayni isler… Çalismak ne kadar zevkli olabilir ki ?

0 comments: