Lizbon'da Fado

Thursday 21 February 2008

Lizbon
Portekiz deyince akla ilk gelenlerden biri Fado muzigi. Son donemde Mariza’nin tum Avrupa’da yukselisi ile daha da gundeme gelen muzik turu.

Savasa giden ya da kesfe cikan esini bekleyen kadinlarin baslattigi fado; genelde huznu ve kaderi anlatir. Lizbon’a gidip de bir fado restaurantindan gecmeden donmek pek mumkun degildir. Lizbon sehir merkezinde buyuk kucuk cok sayida fado restauranti bulmaniz mumkun. Sehrin cekirdegi olan eski arap mahallesi, sokagin bir yanindan oteki yanina asili camasirlarin sallandigi, daha cok ogrenci, yasli ve yabancilarin yasadigi "Alfama"dan gecerken kucucuk kapilarin ardindan fado muzigini duyarsiniz, hic cekinemeden iclerinden birine girdiginizde kapilarinin size hemen acilacagindan emin olun.

Fado diye baslik attim ama asil amacim Istanbul, Roma gibi yedi tepe uzerine kurulu Lizbon’dan biraz da Portekiz’den bahsetmek. Hayatimin birkac guzel yilini gecirdigim Lizbon...
Akla ilk gelen okyanus ve gunesli gunler. Kucuk bir sehir olan Lizbon’un nufusu yaklasik 2 milyon civarinda. Sehir merkezi gunduz saatlerinde cok sayida turist ve yasayanlarla dolsa da aksam pek o gunduzki kalabaligi bulamazsiniz. Merkezin dort bir yanini arnavut kaldirimlarina benzeyen Portekiz kaldirimi dedikleri cesitli motiflerle bezenmis ozel portekiz tasindan yapilmis kaldirimlar susler.

"Bairro Alto" denilen mahalle daha cok genclere hitab eden kucuk bar ve publarla dolu olup, nehrin kiyisi daha cok disco ve restaurantlarla doludur. “Docas” dedikleri eski antrepolarin restaurant ve barlara donusumu sonucu olusturulan, sehrin iki yakisini birbirine baglayan koprunun ayaginda bulunan bu alanda gece gunduz neseli bir kalabalik vardir. Avrupa’nin ucuz sehirlerinden biri olan Lizbon’da cok buyuk rakamlar harcamadan deniz urunlerinin, sarabin, peynirin her cesidini deneyebilirsiniz.

Turistlere karsi acik ve sempatik olan portekiz halkinin, ulkelerine gocmen olarak gelenlere karsi da oyle olduklarini soylemek pek kolay degil. Olur da yolda birine birsey soracaksaniz kotu bir portekizceyle denerseniz, eksimis bir suratla karsilacabilirsiniz, ama inglizce sorarsaniz isinizi daha kolay halledersiniz. Dunyanin heryerine goc veren portekizlinin neden ulkelerine goc edenlere alisamadiklari anlasilir gibi degil.

Son dort senedir havasinin biraz daha sogumus olmasini saymazsak aslinda cok iliman iklimi olan Portekiz’de yazlar uzun, kislar cok kisa. Bu sebeple eski evlerin cogunda isitma sistemi yerlestirilmemis. Olur da isitmasiz bir evde kalirsaniz cok ciddi sogugu hissedersiniz. Bu durumda genelde soguk da olsa gunes hep tepenizde oldugu icin ev yerine sokakta durmayi tercih edebilirsiniz.

Lizbon’da her dukkanin kendine gore calisma saati vardir, oyle belli calisma saatleri oldugunu sanmayin. Hatta cok sasirticidir ama en cok satisin yapilabilecegi oglen yemegi saati magazalarin %80’inin kapandigini gorursunuz. Magazalara girdiginizde, bizdeki gibi musteri nimettir, musteri daima haklidir mantigi var diye dusunmeyin, kimse yuzunuze bile bakmadan saatlerce bekleyebilirsiniz. Sanirsiniz ki siz satici onlar musteri.

Genelde yolda yururken insanlarda bir huzun oldugunu fark edersiniz. Otobuslerde, trende cok eglenerek konusan insanlara nadir rastlarsiniz. Biraz ezilmislikten, belki Ispanya’nin kenarinda kalmaktan, ekonomik durumun bozuk olmasindan, maaslarin dusuk, issizlik oranin yuksek olmasindan olsa gerek genel bir huzun vardir kentte. Hatta bu durumdan yakinip Ispanya ile birlesmenin cozum olabilecegini dusunen buyuk bir kesim mevcuttur ulkede. Tabi bunu bizim gibi vatani icin buyuk savaslarda sehitler vermis, Ataturk gibi bir liderin eseri olan ozgur topraklarda yetismis insanlarin anlamasi pek kolay olmasa gerek. Disardan bakinca ne kadar milliyetci bir toplum oldugumuz daha da iyi anlasiliyor. Tabi boyle devam edebilecegiz tartisilir.

Portekiz’in her sehrinde gorulecek, gezilecek cok yer var, sarabiyla unlu Porto, cikolata festivali ve yesili ile unlu Obidos, onemli bir dini merkez olan Fatima, denizi, gunesi ile unlu Algarve ve daha bircok yer.

Gecen birkac senenin ardindan hatirlayacaginiz cok guzel dostluklar, eski mahallelerden yukselen Fado, okyanusun dalgalari, gunesin isiltisi olacaktir...

0 comments: